Sadece İnsan

Sadece İnsan

Sadece İnsan

Tekrarı olmayan bir bilgisayar oyunu içerisinde gibidir insan.

Zorluklara karşı belirli özellikler ile donatılmış, engelleri geçebilmek için araçlara ihtiyaç duyan, kendi enerjisini kontrol edebilen ve yönünü belirleyen üstün bir varlık. En küçük hasarda bile yok olma ihtimali olan ve buna rağmen hiç düşünmeden hatalar yapan, başına kötü bir şey gelmez ise ortalama 70-80 yıl arasında nefes alan, üreten ve hızla tüketen bir canlı; insan.

Oyunun belli aşamalarına kadar kendisini özel hisseden, belli bir yaştan sonra oyunun manasını aramaya çalışan ve gerçekten de kendisinin sıradan bir insan olduğunu sonunda anlayan, bölümler arası geçişte yaşadığı pişmanlıklar ile oyalanırken en güzel zamanlarını harcayan fakat dünyaya değer katan, miras bırakan en güzel yaratılandır insan.

Tek şansızlığı; oyunun seviyesini kendi seçemez insan. Oyun onun için kurulmuştur. Kurallar önceden yazılmıştır. Kader diye bir şey vardır önünde. Kimisi inanır yaşar, kimisi inanır fakat değiştirmeye çalışarak yaşar. Kimisi de inanmaz öylesine yaşar.

İsra suresinin, 13. ayetinde geçer;

“Biz her insanın kaderini kendi çabasına bağlı kıldık,” der ayette. Meali tartışılıyor olunsa da insan, kaderini değiştirebileceğini en azından kaderine yön verebileceğini anlamıştır yaşayarak.

Dört kitap vardır insana yol gösteren, dinler ve inanışlar vardır hayatlarını, yaşamlarını şekillendiren, biçimlendiren. İnsanı bir noktada sığınma şansı tanıyan, af dilemek için imkan veren, huzur veren yaşamı biraz olsun anlamlandıran. Yolun başı ve sonu arasında çizgi koyan.

Psikolojik Durum

İnsanın bir de çantasında taşıdığı psikolojisi vardır. Dünyasının rengini belli eden, adına binlerce kitap yazılan, milyonlarca söz söylenen. Çok takar insan kendi psikolojisini, ister ki o hep yorulmadan çalışsın, hiç bozulmasın. Ama itiraf edemez kendisine, o psikolojiyi bozan ve tamir edebilecek olanın kendisinin olduğunu.

Dünyam alt üst oldu der çıkar işin içinden, işine gelmeyince. Bölümler arasında tıkanır kalır sonrasında. Oysa ki ne güzel söylemiş Şems-i Tebrizi; “Hakkın karşına çıkardığı değişimlere direnmek yerine, teslim ol. Bırak hayat sana rağmen değil, seninle beraber aksın. Düzenim bozulur, hayatım alt üst olur diye endişe etme. Nereden biliyorsun hayatının altının üstünden daha iyi olmayacağını?”

Sadece Bugün Endişelenme

Maalesef ki insan oyundan düşürülmek için endişe etmeye kodlanmıştır. Gelecekte işim, okulum, eşim, ailem ne olacak endişesi yer bitirir, emer insanın enerjisini daha ilk bölümden itibaren. Bu frekans insanın daha aşağıda bir performans sergilemesine neden olur. Negatif girdap içerisinde bir sonraki bölümde karşısına çıkacak olanların hepsini olumsuzluğa yorar ve yorgun zihni ile mücadele edemeyecek noktaya getirir kendini.

Aniden öfke basar her bir yanını. Telaştan hangi komutu kendisine vereceğini şaşırır, kendisi ile çelişmeye başlar ve o bölümü ancak bir kayıp olarak geçer.

Tutunmak bırakmaktan daha fazla acı verir bazen. İşte o an insan hayatına atamayacağı reset’i oynadığı bölüme atmalı.

 

2024 © Mustafa Çağa.