Para mı Aşk mı

Para mı Aşk mı

Para mı Aşk mı

Organik kelimesini duyduğumda genelde benim de ilk olarak aklıma inorganik ürünlerden daha pahalı olan, kimyasal içermeyen, çevreye duyarlı ve daha sağlıklı olduğu söylenilen meyve ve sebzeler gelmekte. Ben de meyve sebzelerde olduğu gibi, aynı mantıktan hareket ile yönetim süreçleri ve yöneticileri de organik ve inorganik olarak tanımlamaktan kendimi alamıyorum.

Öncelikle belirtmeliyim ki organik ve doğal farklı şeylerdir. Doğal ürün doğada kendi halinde büyür ve gelişir organik ürün gibi kontrol süreci ve sertifika zorunluluğu yoktur. Bu nedenle organik ürünün doğal üründen daha güvenilir olduğu düşünülmektedir.

Bu bilgilendirici açıklamalardan sonra birkaç kısa örnek ile organik yöneticileri sizlere tanıtmaya çalışacağım.

Son dönemde yaşamakta olduğumuz ekonomik krizin negatif etkilerinden her ne kadar kaçınırsak kaçınalım sosyal hayatımıza olumsuz yansımalarına sıkça tanık olmaktayız. Şirketlerin bu kriz karşısındaki tutum ve davranışları da, negatif etkilenmelerden dolayı olsa gerek çoğunlukla benzerlikler göstermekte. Fakat farklı, hiç beklenmeyen hamleler yapan organik yöneticilere sahip şirketler şükür ki var. Ben onlara “Organik Yaratıcı Şirketler” diyorum.

Organik Yönetici

Krizin başladığı günlerde, üst düzey yönetici bir arkadaşım, kendisi organiklerdendir  , beni arayıp genel müdürünün kendisini odasına çağırdığını söyledi. Ardından da “Sanırım benden personel çıkarmamı isteyecek. Sence nasıl davranmalıyım, birazdan odasına gireceğim?” soruları ile devam etti. Sesinde panik havası vardı; “Evet işler kötü, her sektörde pazarlar küçüldü ama biz çok iş ektik, çok çalıştık, biçme zamanında ihtiyacım olan insanları ben kaybedemem, bunu nasıl anlatabilirim sence?”

Soru ardına soru ile devam ediyordu. Ben de sakin olmasını ve kendisinin biraz zamana ihtiyacı olduğunu söylemesini fakat rakamlarla konuşmasını önerdim. Toplantı bittiğinde beni aradı ve tok bir sesle genel müdürünün; “Sektörden firmalar kaliteli personellerini işten çıkarmakta, biz personel kaybetmek bir yana, o kalifiye personelleri de kendi firmamıza çekmeliyiz, işler azaldığı için daha fazla kişi ile sahada mücadeleye devam etmemiz gerekiyor. Ben matematiği çok severim senin rakamlarının gerçekçiliği beni etkiledi,” dediğini söyledi.

Telefonun ucunda adeta savaş alanında en önde koşan lider bir organik yöneticinin korkusuz askeri vardı. Bu kararı almalarının ardından ortalama beş ay geçti, pazardan kaynaklı satış adetleri düşük olsa da ilk defa sektörlerinde pazar lideri oldular. Çalışanların ve müşterilerinin yanında yer alarak, krizi fırsata çevirmek bu olsa gerek. Gerçekten aidiyet duygusu yüksek, markası için çılgınca mücadele eden, özgür çalışanlar yarattılar. Tek bir hedefe sahip olmak, birlikte hareket etmek, takım olarak kazanmak duygularını yoğun olarak yaşamaya başladılar.

Geçen hafta şirketlerini ziyaret ettim, giriş katında, genel olarak güvenlik amaçlı olduğu söylenilen fakat çalışanlarının işe giriş çıkış saatlerinin takibi için konulan kart basma makinesinin yanında arkadaşımı bekliyordum. Kapının önünde duran bir personelle sohbet ederken “Ne zamandan beri bu sistem var?” diye sordum. Dört yıldan beri bu şirkette çalıştığını, o zamandan beri sistemin var olduğunu fakat öncesini bilmediğini söyledi ve eskiye nazaran, son birkaç aydır, kart basmaktan dolayı çok keyif aldığını söyledi. Tabi ki “Neden?” diye sormadan edemedim. “Artık kart bastıktan sonra makine bana teşekkür ediyor,” dedi. Küçük bir davranış değişikliğinin yarattığı değere bakar mısınız?

Başka Bir Organik Yönetici Örneği

Otomotiv sektöründe tanınan markalardan birinin genel müdürü, yönetim kadrosu ile birlikte servis alanlarını denetlerken, servis çalışanlarından biri, o kadar resmi ve kalabalık bir ortamda, “Seni seviyorum genel müdürüm,” diye bağırır. Ortam buz kesilmiştir. Kimse ne yapacağını bilemeden şaşkınlıkla bakınırken, genel müdür; “Ben de seni seviyorum kardeşim,” diye seslenir.

Bu yaşanmış, gerçek ve anlamlı bir olaydır. O andan sonra, uzun bir süre espri konusu olan bu olay neticesinde tüm çalışanlar birbirlerine “Seni Seviyorum” esprileri yapmaya başlamışlardır. Bu sayede çalışanların birbirleri ile daha da samimi oldukları bir ortam oluşmuştur. O şirkette “Seni Seviyorum” kontenjanı kaldırılmıştır. Sınırsız sevgi stokları mevcuttur. Organik bir genel müdürün yaydığı sevgi ve ardından gelen sayısız başarı, çalışanlarına verdiği cesaret ve güven duygusunun somut hali, işte organik yönetici.

 

2024 © Mustafa Çağa.